16 Nisan 2010 Cuma

stop

- dur bi
- duramam, daha kolay bir sey iste benden, bu kadar hizli giderken duramazsin, frenler tutmaz, dengeni ve yol hakimiyetini bile kaybedebilirsin Mazallah
- o zaman bari yavasla biraz
- zaten elimde olmadan yavasliyorum, surtunme kuvvetini duymadin mi sen hic? bir kere hiz kaybettin mi, bir daha hiz kazanmak ne kadar maliyetli dusundun mu peki, hatta bazen mumkun dahi olmayabilir! bu riski nasil alayim, ustelik yolum bu kadar uzun iken, bu kadar cok gorulecek yer var iken. hem ya beni lafa tutanlar, dirayetsiz bu avuc dolusu cuval beni lafa tutup, kibarligimi bozmamak adina beceriksizlikleri yuzlerine vurmamami firsat bilip vir vir dir dir ederken, bir de keyfimin kahyasi istedi diye mi yavaslayayim, mantikli ol
- ah sen de ve sadece biraz mantikli olsan bedenini, beynini ve ruhunu bu kadar zorlar miydi? mide kramplari, goz tikleri, bas agrilari, sivilceler, kizarmis uykusuz ve siskin gozler, ustelik bas donmeleri nereye kadar, bastigin yeri bile saglam hissetmiyorsun
- bedenime zincir vurmuslarsa haftada 45 saatlik koleleigime goturen yoldan kacinamam ve bunun bedelini bir de ozgur oldugum zamani dinlenmeye ayirarak mi odeyeyeim? peki ne zaman yasayacagim, hayatin anlamini ne zaman ve nerede arayacagim, bedenimin koleleigini kirmak adina ruhuma ve beynime ozgurluk vermek, o ruzgarin yuzunde biraktigi esintili, esenlikli ve serin dokunusun tadina varabilmek icin hizimi arttiriyorum. bana yasama diyorsun, buysa mantikli olmak ben deliyim!
- yasamak doktora yapmak mi, bos zamaninda yaptigin ne hep kosmak her gun gecenin korunda eve girmek, gecen gun 10 da geldiginde erkencisin dediler. neden doktora evde yan gelip yat, aksamlari caddeye in sahile in niye hala okulun pesindesin. bilime bir katkin olabilecek mi?
- yeteri kadar hizlanirsam neden olmasin, oyalama iste beni doktora yapmiyor olsaydim durur muydum burada bir dakika daha ya da nasil katlanirdim buna? haftaicimi anlamli kilan en onemli sey o. haftasonu da kurslarim ve tabii yuzme o gercek ozgurluk! simdi de yelkeni planliyorum. beni birakin acilayim sonsuz sulara ve ucsuz bucaksiz ufukta kaybolayim. tek derdi gitmek olan birine dur diyorsun komik olma.
- yerim senin gitmeni nerey gittin yillardir oturdugun koltuk bile degismedi. hayallerde yasiyorsun, ben gercege uyan dedigimde bozuluyorsun
- icine ettigimin gercegi! nedir gercek himbil heriflere laf anlatmak mi is yaptirmak mi? gereksizlerle donatilmis bir kulede hapis kalmak mi? gercek buysa ben hayal alemindeyim! alice 2, tombul bir tavsan gordum gecen gun fenerbahce parkinda onun izinde kayboldum ve iste bu benim gercek dunyam, saat kac? espri anlayislarina bakmak yetr bunlarinin topunun bes para etmedigini gormek icin gunes piril piril gel bana diyor ve evete gidemiyorum! ve evet yilardir yapisip kaladigim koltuktayim, ayni koltuk, ellerim kelepce ile baglanmais gibi klavyenin uzerinde geziyor yan yana.ozgurlugum 450 cm2lik kara tuslar uzerinde gezinmek, ekranim buyuk ama 24 inch tum gorus alanim. ucmak isteyen yuzmek isteyen ben ufku gormedigim icin sadece ruhsal olarak degil bedensel olarak da sarsiliyorum, gozum segiriyor, gitmeye hasretim ve bu hasret ile suratsiz gercegin kasvetli gurbetinde yitiyorum. hatirlatmak sana zevk mi veriyor? ama ben hayallerimdeki deliye asigim ve onun izindeyim. duracak degilim belki biraz daha hizlanacagim, karsima cikan duvarlarda umrumda degil.

Hiç yorum yok: