6 Şubat 2009 Cuma

dertlesirken...

ah canim ugramiyorum diye seni unuttum, zevk u safaya daldim sanma.
tam aksine icim her zamankinden cok dertli.
bilirsin sevmem olumsuzluklari yazmayi, birakmak isterim hepsini su fani dunyada, degil mi ki burasi mavi gezegen ve mavi her derdin dermani, her olumsuzlugu silip supuren ve ugrayani huzur ve sukunetle yikayan dingin bir liman oyleyse keder ve elem de nereden cikti simdi?
ah sevgilim hasret dedikleri bu olsa gerek ne de cok ozlemis burayi nerede olursan ol, hangi boyuttaki ekranin karsinda hapis, ellerin klavyeye kelepceli olrusa olsun, iste buracikta sanal ozgurlugumun coskusu ile yine kendimi buluyorum.
durudrak bilmez, otur dinlenden anlamaz bir ruhun cosku ve taskinliklarini baska turlu kim ve neresi kaldirabilir ki
evet ey okuyucu sasiriyor, guluyor, kucumsuyor ve kiniyor olabilirsin ama biz 21. yuzyilin koleleri icin ozgurluk anlayisi bu kadar sig. ustelik arada gelen yasaklar ve sansurlerle bu sig sularda bile bogulmayi beceren ozel bir yetenel yine bize mahsus.
sevgilim bunlari yaziyor olmak istemezdim ama son gunlerdeki halim ve karanligim karsisinda gerceklere biraz olsun isik tutup, korkunc dahi olsa yuzlesmek istiyorum. inanamayacagin kadar anlamsiz konulara kafayi takiyor, agliyor, tepiniyor ve hatta isyan boyutlarina geliyor ondan sonra aniden ne kadar bos ne kadar -uzgunum ama oyle- yersiz davrandigima hayretlerle guluyorum. hak etmeyen ve gerek duyulmayan bu garip hassasiyet nereden ve nasil peyda oldu bundan nasil kurtulunur fikrim yok. aslinda ellerimle kazidigim depderin bir cukurun icindeyim de yukari nasil cikarim diye gokyuzune gozlerimi kenetlemis, tirnaklarimi topraga gecirip dort donuuyorum, farkinda degilim ki boyle yaparak goge yakinlasmak yerine daha derinlere dogru kayiyorum.
simdi aradigim tek sey yukaridan uzanacak bir halat,bir yardim eli oysa gercek o parlayan gun gibi acik, bu kazdigim cukurdan yine anca kendi cabamla cikarim.
gercketen oyle mi?
belki de yaniliyorum.
insaniz, hata yapariz, hepimiz yaptik degil mi ama?
bazen aklimizia, zekamiza, bilincimize ragmen hatamizda israr da ederiz, hatta bazen bunu bile bile yapariz, ama kim demis ki hatalarindan insan sadece kendi cabasiyla kurtulur diye? hem bu biraz fazla kendini begenmislik, ukalalik degil mi ki? sen kim kendini kurtarmak kim?
evet belki her koyun kendi bacagindan asilir ama bir yol gosteren, bir isik tutan olsa, bir ogreten olsa kiymetini bilmek boynumuzun borcu degil midir?

Hiç yorum yok: