tukenebilir enerji kaynaklari, petrol, kömür, dogalgaz...
sonsuz enerji kaynaklari; ruzgar, gunes, jeotermal isi (ne kadar sonsuz?)
sonsuzluk ne derin kavram, bir kere dustun mu kuyusuna sonu gelmeyen bir yolculuk...
var midir fani dunyada, sonsuza uzanan herhangi bir dokunus? dilerken her fani sonsuz yasam suyundan bir yudum, degil mi ki kara toprak kacinilmaz sonu oyunun.
ya sonra? sonrasina gelmeden evveline bakalim derim. gorunen koyle ilgilenelim, klavuzsuz bulur muyuz yolu bilmek zor.
degil mi ki bilinmeyen yollara cikmak ozel bir keyiftir fakir icin, tereddusuz bir dusun yoluna vuralim kendimizi.
tukenir mi her sey? ekonominin gozbebegi temel kurami, sinirli kaynaklarin sinirsiz talepleri karsilayamayacagi ongorusu ve bunun sonucunda yasanan arz, talep, paylasma, paylasamama savasina bakinca, zenginliklerin %80'nin toplumun %20'sinde oldugunu dusununce ici karariyor insanin, bir hayal kirikligi, bir umitsizlik, bir endise peyda oluyor ki bir de bakmissiniz siz de harbe tuttusuvermissiniz. Kisir bir dongu anlayacaginiz, gereksiz bir kovalamaca.
Unutmamamli ki bizim ogretimizde endiseye mahal yok, stres olmaz, rizki verenin hazinesinin sonu da yoktur. Ama haddimi bileyim cevaplari vermek beni asar, fakirin sadece sorulari vardir, bir bir bogazina takilan.
Gel gelelim bizi masaya oturtan tuhaf dusunceye. bir kisi dusunun der ki: "inaniyorum yaraticiya, amma zinhar ikrar etmem, yuksek sesle bu fikrimi zikretmem, hic beklemeyin. Ustelik davranislarimla gostermek durumunda da degilim. Madem ben bilirim fikrimi ustelik siz de bilmelisiniz bunu, hem siz bildiginizi itiraf etmezseniz benim pek de umrumda degil. Ben benden mesul degil miyim, bana kafi ise dusuncem yetmez mi bu cumle aleme. Bunu dillendirerek, hareketlerimle belli ederek, daha mi cok yasayacagimi sanirsiniz. Oysa benim korkum eger gun yuzune cikarsa bu dusuncem ferini yitirip, sararip solmasidir. Her goz gorur, her kulak isitir, herkese fas olursa eriyip gitmesinden urkerim inanisimin."
Siz de garip mi buldunuz bu kisiyi, yoksa ne sacmalarsin diye cikissasiniz mi var bana?
Oyleyse ikinci kisiye gelelim. Farkini birinciden varin siz belleyin. Der ki "Bekleme itiraf etmem sevgimi, sozlere dokemem. Hem ne gerek var deil mi ki sen bilirsin, ben bilirm. Hem hos degildir sevgiyi dillendirmek. Ayaga dusurmek gibidir, azalir yok olur sonra. İlla soylemek mi lazim sevgileri, bos versen, yutup gitmeli guclu duygulari onlar bizi yutmadan. Ben dahi bunu soylemezken ve soylemeyecekken bir de beklemezsin herhalde davranislarimla gostermemi. Guldurme beni..."
Hakli midir?
Ya bosa kurek salliyorsan ya sadece zamani uygun degilse. Peki o zaman biri bana aciklar mi, nasil bir duygu ki bu kabinda durur usulca hic kipirdamaksizin, sadece kabin ici yanar da hic mi fokurdamaz, hic mi tasmaz, buhari hic mi cikmaz, dumani hic mi tutmez?
Asaletinden midir, azligindan mi yoklugundan mi? Olmasin kabin ici tam takir kuru bakir? Hepsi bos bir vehim mi yoksa?
Birakiniz sevimsiz kelimleri bir kenara. Hani kotuydu karamsarlik, hani sadece nese ve sevincle yazmali, huznu ve ona eslik edebilecek tum olumsuzluklar degil miydi bos tenekelerin takirtisi.
O zaman sevgiden bahsetmek gerek. Tukenir mi sevgi? Biter mi, askin omrunu bicen bicene. Onu zaten anladik bugun var yarin yok bir dengesizlik hali. Hani dusun ki bir tahtravalle tam ortasinda kocaman bir bir top, dengede tutuyor he iki ucu, azicik saga azicik sola titreken dumduz olmus iki yani. İste oyle bir hal olsa gerek. Ne zaman dengesizlik dengesinde sasar ne tarafa kayip kimi ezer gecer bilinmez. Ama ani ve kesin bir yuvarlanma olur orasi acik.
Peki ya sevgi biter mi? Diyelim 30 sene, handiyse bir omur beraber yasamis, vir viri dir diri, anlasmazlik, tuzu biberi eksik olmamis bir cift dusunun, her cift gibi oyle ilk bakista buyuk askla degilde, mantiksal surecin ve cesitli cevresel faktorlerin kadersle sonucu ile birbirini bulmus bir cift. Ne ask kalmis, ne bir sey. Yine de gunlerden normal bir gun, evde oylecesine ustelerinde gunluk kiyafetleri, kafalarinda gunlk tasalariyla otururken sirf televizyondan eski bir sarkinin nagmeleri geldi diye, oyle bir anda kalkip dansederler mi? Neyse olmayacak tuhaf fikirler koleksyonuna ara vermeli. Yoksa sonu gelecek gibi degil?
Hayatin gerceklerine ve Salah Baba'ya ithafen bir dip not: Keder ve nese ikiz kardes olup her an basi ucundan ayrilmiyorsa ya? Ya o zaman nasil soluyayim, nasil yazayim, bir kardesi digerinden nasil ayirayim :)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder