3 Temmuz 2008 Perşembe

(ayak) "kabina sigmayan kadinlar"

genellemeleri pek sevmem.
hele de kadinlar soyle, erkekler boyle ciinsidense.
ne de olsa her insan kendine ozgudur.
gel gor ki bazi genellemeler var, pek cogumuz icin gecerli, iste bunlardan biri de kadinlar ve ayakkabilar arasindaki kara sevda. bir ayakkabi dukkaninin reklaminda yazdigi gibi; "a woman can never have too many friends or shoes!"
bazen arkadaslarimizdan bile daha yakin ve vefalidir ayakkabilar, amma en guzeli de illa ki yeni ayakkabi almaktir. bir ayakkabici da bir suru ayakkabiyi denemek sonra da bir kac ciftini almak :)
ayakkabi almak kayitsiz sartsiz mutlu eder bir kadini, rahatlatir, dertlerini unutturur, sevindirir, costurur, kisaca ayagini yerden keser :)
e oyleyse deger ayakkabiya harcanan paralar. beyler siz siz olun yadirgamayin dolaplar dolusu ayakkabisi oldugu halde alisverise cikinca ilk is ayakkabi dukkanina yonelen kadinlar.
her kadinin mutlaka bir cift kirmizi ayakkabisi olmalidir. sonra bir kac cift siyah, e mutlaka bir baber, yuksek topuklular, kalin ve ince topuklar, western topuklar; kut, sivri ve yuvarlak burunlar sonra cizmeler, botlar; rugan, guderi, kumas ayakkabilar; tokalilar, susluler, pusluler, e tabii sadeler ve siklar, rahatlar ve sporlar ve daha nicesi...
her ayakkabinin yeri farklidir, her arkadasin yerinin farkli oldugu gibi. bir tutkudur kadinlar icin ayakkabi almak, birakin tek kotu aliskanligimiz bu olsun, ayaklarimizin susu bol olsun :)
ayak "kabina sigmaz kadinlar" bunlar
e siz de hosgoruverin canim
:)

Hiç yorum yok: