9 Temmuz 2008 Çarşamba

cadi

pencelemeye hazir sivri tirnaklari, torbalanmis kem gozleri, hirsla soluyan sivri burnu, zaman nehrine gomuverdigi onca sene ile urkutucu ve sevimsiz bir hale gelmis bu yaratik cevresine tukuruk ve ugursuzluk sacmak icin sabirsizca kendisiyle yarismakta ve eline gecen her turlu kocakari zehrini atip kaynattigi kazani karistiradurmaktadir.
derdi neydi, nefreti ve haseti neden bu kadar buyuktu, kim bilir? bu hosgoruden yoksun tahmmulsuz cadi supurgesiyle onun gelene vurmakta, her firsatta igne, cuvaldiz eline ne gecse birilerine batirmak icin firsat kollamaktaydi.
zehir etmeye calistigi civar hayatlar bir yana kendi yasadigi zemberekten hala nasil olurda bunalmamisti?
e iyi de bu cadilarin ve magara adamlarinin dunyasindan kacip mavi bir gezegende oturum hakki istemissem, bundan dogal ne olabilir?

Hiç yorum yok: