korktum evet itiraf ediyorum cok korktum simdi gondermezsem asla
gonderemem diye. cok sevidigim "benligim" korktu, yok olursa sonsuza
dek, oysa bilmeli onun kadar degersizdi. her miriltim her kirintim
gibi. affedin beni hatta tavisye hic okumayin ama ben edemedim
gondermeden...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
saat uc, uc bucuga yarim saat kaldi. ve geldin yine.. ben sayiklarken
ve bir an once bitsin diye yine beklerken baktinki cok yalnizim
cikageldin. ne de iyi ettin. yarim saat on dakika kaldi derken aslinda
hangi sona dogru geriye sayar oldugumu hatirlativerdin bana. evet o da
biter bu da mesai de biter gun de gece de hafta da haftasonu da omur
de... merak ederim ya ask, o da biter mi? evlenince biter diyorlar.
inanmiyorum ask cunku devir halindedir. bu gun ona yarin denize obur
gun ruzgara, baska zaman baskasina ondan buna bundan ona
yuvarlaniverir gider, aslinda nesne sadece semboliktir cunku. ask onun
otesinde yasma kaynagidir. ve asiklar cogunlukla en yipratilmis
semboludur askin. ask gokyuzu gibi her seyi sarmalayan otede
yukaridayken asiklar alip ceplerine koymak isterler onu bilmezler
ceplerine koyduklari asla askin kendisi olmayacaktir, cunku ask o
kadar kucuk degildir. sonra da zannederlerki ask bitti. al iste taktim
parmagima ve bitti ask. oysa ne o basladiklarini sandiklari ne de
hemen bitiriverdikleri ask degildir. belki ancak husnu kuruntulari...
-27 dakika kaldi- biz "ben, benim, kendim" kiskacinda bogaduralim
ruhlarimizi, ask tanimlarin otesinde yasayagelecektir. modernlestikce
gayrimedenilestik ve careyi kendi kabugumuzun icinde bir seyler
aramakta bulduk. sonuc: bir kavonozun icinde su dipinde biraz kum,
karistirip karisitip etrafi bulandiriyor sonrada icinde bir seyler
ariyoruz. ne anlariz biz asktan? ama susmadan durmadan ne de cok
konusuruz uzerine, siirler yazariz, romanlar, sarkilar, filmler...
hepsi bizim kadar sig ve uzak askin guzelliginden. cunku biz anca geri
saymasini biliriz. sonra gercek kulagimiza fisildanir gibi olunca,
"dank" edesi gelince bir seylerin kacmak isteriz, neden, ne'den? tabii
ki kendimizden. yere goge sigdiramadigimiz her seyin merkezi
yaptigimiz benligimizden. 15 dakika kaldi. uyansak mi acaba? bir
kerecik denesek mi medeni olmak ne demek azicik kafa yorsak mi? tek
cozum okumak belki, bu kos kafalari yormaya degmez sadece tangir
tungur eden tenkeleri andiriyorlar sadece...
time is up...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
son 4 dakikada olur mu demedim, son dakikada bir cirpinista da olsa
soguk bir makinanin tuslari da olsa bu beni sarmalayan tutku (=yazi)
nefes almama yardimciydi ve ondan kolay kolay vazgecmeye niyetli
degildim. simdi nickelback "how you remind me" (who I really am..) de
yeah yeah yeeaaah cigliklari attigina gore ben de kusabilirim
kafamdakileri/kalbimdekileri
ben seni bir kadinin bir erkegi sevdigi gibi sevmiyorum/sevemiyorum.
kizma alınma ama daha cok bir cocugun bir kopegi sevdigi gibi
seviyorum.
anne veya babasinin bacaklarinin arkasina veya bir agacin, biraz
mesafenin ama illa kendini guvenceye alacak bir seylerin ardina
saklanmis, tum dikkatiyle karsindaki sevimli yaratigi izleyen; o biraz
kipirdandi mi, veya ses cikardi mi kocaman gulusemeyle ve kocaman
acilmis gozlerle bir iki adim arkaya sendeleyen ama meragindan ve
sevgisinden dolayi oradan hic uzaklasamadan hayran hayran kopege bakan
bir kucuk cocuk, 3-4 yaslarinda en fazla. bu korkuyla karisik sevgi
onun icin cok ozel, hic birakip gitmek istemez. bir adim otesi
bogazicinin guney ogrenci parkinin cikisindan asagiya dogru inen yolda
gordugum ahmet'in durumu: saat sabahin 8:45i ve annesinin artik
bikkinliktan tizlesen cagirmalarina aldirmadan ancak oturmus haliyle
boyu ahmet'in boyu ile ayni olan siyah-beyaz (ama beyazlari artik
kirden grilesmis) kopegin basini sevmekte olan ahmet. o artik bu
inanilmaz arkadasiyla super guzel bir oyunun icindedir, tum korkusunun
yenmis onun iki kulagi arasindaki tuyleri oksarken iste kocaman kopek
hic ses cikarmadan hata halinden gayet memnun orada durmaktaydi.
arkadasligi bu kadar farkli kilanda araya konmus bu imzasiz, adsiz
mesafeydi. biliyordu ki cok istese de onu kucaklayacak cesareti
olmayacakti ama yine emindi ki arkadasi ona hic zarar vermeyecekti.
ahmet bu durumdan cok mutluydu ve annesini duymazmazliktan gelmiyordu
belki de gercekten duymuyordu... basit ve icten sevgilere ac bizler
kopekleri gorunce korkmaya ve tiksinmeye devam edelim, ne de olsa
buyuduk..
biz buyuduk ve kirlendi dunya...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder